Sanırım ben.

18 Ekim 2013 Cuma

Şifrelerimi sıfırlamaktı benim amacım. O sırada bloggerdaki hesaplarımı da temizleyeyim dedim. Aklımdaydı hep,U.Y Cemaati'ne bir yazı yazmak. Yazıp yazmadığımı hatırlayamadım -hiç bir şeyi hatırlamadığım gibi-. Enis'in son yazısını okurken bunu ben mi yazmıştım diye düşünüp yazar kısmına baktım, sonuç değişmedi. Hala ben yazmış sayılırım. Enis'le bu kadar benziyor oluşumuzu keşfeden de beni yazmaya -blog tutmaya- teşvik eden de oydu. Ben utanıyorum, eskiden yazılarımı okurdu insanlar, beğenirlerdi. Ben de yazdıkça rahatlardım. Fazla rahatlık battı ve bugüne kadar olan bütün blog yazılarımı sildim. Her neyse. Utanıyorum. İç dünyamı, hissettiklerimi bu kadar net anlatabilmeyi sevmiyorum. Çekiniyorum çok. Ben aslında ne kaybedenlerden oldum ne de kazananlardan. Hep arada kalan, "50 alsam yeter öğrencisi" oldum. İnsanların aksine, 100'ü istemek bana riyakarlık gibi geldi hep. Hepiniz reklamcısınız. Başarı için koşan atlar gibisiniz. Birinizin bile çaycı olmakta gözü yok. Bu kadar çok şeyi istemeye utanmayan gözlerinize bakmaktan ben çekiniyorum. Korkuyorum sizden. Uzaklaşmak istiyorum. En uzağa. Bu kadar egoyu bünyenizde taşıyıp hala nasıl kendi altınızda ezilmediğinizi ben anlayamıyorum. Bazen poşet veya bavul taşırken de tıpkı yazdığım zamanlardaki gibi bir rahatlamanın geldiğini hissediyorum. Bavulu ben değil de bavul beni taşıyor gibi. Omuzlarımdaki yükü alıyor. Taşırken boşluktan başka bir şey düşünmüyorum. Kendimi bu hale ben soktum galiba. Başkaları yapamazdı, azıcık akıllı olsaydım kimseye o gücü vermezdim. Suçu birine veya birilerine atmak yerine kendime atmak hem egomu hem de beni besliyor, galiba. Burada bir yazım olsun istiyordum, benim yerime Enis yazmış.

Posts Recentes

Comentários Recentes

Marcadores

Como Instalar o Template

Política de Privacidade